Srebrenitsa: Gözleri Yaşlı Şehir

Bizi Srebrenitsa'ya götürecek rehberimiz Edin'le sabah erken saatte Otelimizin önünde buluşuyoruz. "Bayram-ı şerifiniz mübarek ola!" diyerek bayramlaşıyor öncelikle... 
Ve vakit kaybetmeden koyuluyoruz yola.


Kısa Bosna Tarihi

Saraybosna'dan çıkar çıkmaz "Sırbistan Cumhuriyetine Hoşgeldiniz" yazılı bir tabela ile karşılaşıyoruz. Edin "Bu tabelayı unutmayın size anlatacağım" diyor. Anlam veremiyoruz Bosna-Herkes sınırları içerisinde böyle bir tabelayla karşılaşmış olmamıza.
Yol boyu Balkanların harika manzaralarına doyulmuyor.
Yol boyunca Bosna'nın tarihinden bahsediyor Edin: "Temizliği, tuvaleti, okulları Osmanlılar sayesinde öğrendik; Hanları, hamamları, pazar yerlerini onlar sayesinde gördük". Osmanlılar bölgeye ilk geldiklerinde Ortodoks kilisesi bölgede güçsüz bir hakimiyet sürüyormuş ve Osmanlıları gördüklerinde İslamı seçmeye karar vermiş Boşnak halk.
"Sultan Fatih Mehmet!" diyor, "İlk insan hakları bildirgesini yazandır aslında!" diye devam ediyor. Büyük bir heyecanla Fatih'in Balkanlar fethedildiğinde hiç bir hristiyanın müslüman olması için zorlanmayacağıyla ilgili fermanını anlatıyor. (http://www.turkislamtarihi.nl/makaleler/bosna.php)
Anlaşılan o ki bugün dahi bazılarının anlamadığı şekilde kılıçtan geçirilmek yerine, kalpleri kazanılmış Boşnakların. Başka türlü bu zamana kadar örf, adet ve dinlerini taşımaları mümkün olmazdı.

Osmanlı güçsüzleşip toprak kayıpları başlayınca 1878'de savaşmaksızın imzalanan bir antlaşmayla Avusturya Macaristan İmparatorluğuna devredilir Bosna. Bu devrin akabinde zengin bir dönem geçirmiş Bosnalılar. Eğitim, haberleşme (posta) ve ulaşım (tren) altyapılarına yatırım yapılmış. Burada Rusya'nın balkanları slavlaştırma projesi kapsamında yaptığı para yardımları önemli bir yer edinmiş.


2.Dünya savaşı sonrası Yugoslavya birliği altında kimliklerine tekrar kavuşmak için siyasi mücadele içine girmiş Boşnaklar. Edin:"Yugoslavya zamanında hırvatlar, sırplar ve diğerleri vardı, Boşnak olduğumuzu söyleyemezdik" diyor. Tito sonrası yönetimsel ve konjonktürel sebeplerle birlik çöker. Böylece birlik zamanında siyasi ve askeri alanda tüm köşe başlarını kapan hırvat ve sırpların diğer kimlikler üzerinde baskıları artar. Bu durum Aliya İzzetbegovic gibi bir halk kahramanının da ortaya çıkışına sebep olur. Edin, "Aliya ile Osmanlı'dan sonra ilk kez kendimizi yeniden bulduk" diyor.

Sağolsun yol boyunca bize kısaca özetliyor Bosna tarihini, Srebrenitsa katliamını anlamak için de sizinle paylaşmak istedim.

Kurşun izleri her yerde!
Bir dönem Müslüman köyleri olan ancak savaş sonrası Sırpların eline geçen köylerden geçiyoruz.
Kendi ailesinden de bahsediyor biraz Edin. Savaş yıllarında birçok insan zorla evlerinden çıkarılmış, çoğu canını kurtarmak için kaçmış. Tıpkı Edin'in teyzesinin Norveç'e, halasının İstanbul'a sığınmak zorunda kalması gibi. Müslüman köylerini ayırt etmek çok kolaylaşıyor yol boyu yaşanılanları dinledikçe. Kurşun izi olan evler Müslümanların! Ayırt etmek bu kadar kolay...

"Sırpların, Müslüman katleden -Çetnik- çeteleri hala bu köylerde örgütlüler" diye ekliyor. "Bizi Türküz diye, Türk'lerden öçlerini almak için öldürdüler, oysa biz sadece Müslümanız"

BM tarafından "güvenli bölge" ilan edilen Srebrenitsa!
11 Temmuz 1995'te gerçekleşen en büyük katliam (Srebrenitsa Katliamı) öncesi Birleşmiş Milletlerden bölgeye gönderilen Hollandalı komutan Albay Karemans, Boşnakların temsilcisi Öğretmen Nesib Mandzic ve sonradan savaş suçlusu ilan edilecek Sırp komutan Radko Mladic arasında geçen pazarlık videosu için; https://www.youtube.com/watch?v=lB3xjFnKIoQ


Sırp komutan BM kampındaki Boşnakların silahlarını bırakıp teslim olmaları halinde hepsinin serbest bırakılacağı söyler. Buna inanan(!) BM komutanı bölgeyi boşaltır sonrasında da Sırplar katliama başlar ve tek günde 8 binden fazla masum insan katledilir. Sırf Müslüman oldukları için. Bölgedeki ölü sayısı 15000 dolaylarına ulaştığında ise Avrupa(!) müdahaleye karar verir ve Avrupa'nın göbeğindeki bu katliama bir son verir.
Srebrenica toplu mezarından bir kare
Edin anlatıyor: "Son bir kaç yıldır ceset araştırmaları yapılmaya nihayet başlandı. Bu yılın ilk 8 ayında bununan ceset sayısı 100'den fazla" anıt mezarlıkta sonradan eklendiği belli olan yeşil musalla taşlarını göstererek.

Savaş boyunca 100.000'e yakın insan ölür. Ne için?

Ziyaret günümüzde tüm gün yağmur yağdı Srebrenitsa'ya. Sadece şehre değil yüreğimize de. Edin'i gün boyu gözlemliyorum. Yüzünde hiç "kin"e rastlamıyorum. Daha çok temkinli bir ifade var, bunu tüm diğer Boşnaklarda da gördüm. İnançlarına ve kültürlerini sıkı sıkıya sarılmış temkinli ve içten bir millet. Sonra Aliya İzzetbegoviç'in meşhur sözleri aklıma geliyor:

"Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar... ...Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın. Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır."

Aliya'nın sözleri akıllarına kazınmakla kalmamış karakterlerine, mimiklerine ve davranışlarına kadar etkilemiş bu halkı.

Nato Kampı
Edin bir yandan anlatıyor ve bizler de bir yandan Srebrenitsa yakınında katlimanız yapıldığı Potocari'deki Nato kampından kalan harabeleri geziyoruz. Kendi adıma savaş yıllarını hayal meyal hatırlayacak kadar küçük olsam da ülkem adına utanıyorum. Bu insanlar bu acıları çekerken biz ve bizim dışımızdaki Müslüman dünya ne yapıyordu? Net bir cevap olmaması çok utanç verici. Edin anlattıkça utancım katlanarak artıyor. Suçluluk duygusu sarıyor tüm ruhumu. Sırplar, hırvatları, rusları ve hatta yunanlıları dahi arkalarına almalarına rağmen Boşnak'lar neden yalnız kaldı? Bosna'ya destek için gizlice gelen gönüllü insanlar bir kenara devletler düzeyinde neden hiç bir şey yapılmadı? Çok utanç verici çok...
Mesele dil, din, ırk meselesinden çok öte. Hangi ırk veya dinden olursa olsun insanlık böyle bir kıyım karşısında nasıl sessiz kalır? Benimki de soru değil mi? Sanki bugünlerde Filistin'de yaşananlar çok farklı...

Dönüş yolunda aynı Sırp köylerden geçiyoruz. O dönem ki Sırp komutanların duvarlara yazılmış isimlerini gösteriyor Edin, "Onlar burada hala kahramanlar!"

Anıt Mezarın Girişi

Cesedine Ulaşılabilenlerin İsimleri
Yeni bulunan cesetler mezarlığa ekleniyor (sağda yeşil mezar taşları)



Rehberimiz Edin hakkında kısa bir parantez;
Edin, köftecilikle geçinen Bosnalı müslüman bir aileden geliyor. Esnaflığın iyi huylarını üzerinde toplayan Edin, savaştan sonra turistlerin ülkesi ve şehrine olan ilgisini fark edip bu işi paraya çevirmeye karar vermiş. Bizim gibi turistlere günübirlik Saraybosna içi ve dışı geziler düzenleyip geçimini sağlıyor. Kendisine kaldığımız oteldeki resepsiyonist bayan aracılığı ile ulaştık. Bağımsız bir rehber olduğu için önce biraz çekinsek de kısa bir sürede ne kadar doğru bir karar verdiğimizi fark ettik. Edin'e Facebook sayfası aracılığı ile ulaşabilirsiniz, "Feel Bosnia with Edin". Candan, samimi, güzel bir insan Edin. İngilizcenin yetmediği yerde Türkçe de anlaşmak mümkün kendisiyle, konuşamasa da anlıyor.




Yorumlar