Sevilla'da ne yenir ne içilir?
Tapas ve Sungria Cumhuriyeti...
İspanya deyince akla elbette "Tapas" ve "Sungria" geliyor. Büyük porsiyonlar halinde yemek yerine, Cem Yılmaz'ın "little little into the middle" konsepti tam olarak burayı ifade ediyor. Hemen hemen gireceğiniz tüm mekanlarda da bu geçerli. Genel olarak mekanlarda dikkat çeken turistik de olsa malzeme kalitesinin yüksek oluşu. Yani girdiğiniz en sıradan dilim pizza satan bir dükkanda bile yediklerinizin belli bir ortalaması olması. Bunun güzelleştiren şey de bir o kadar fiyatların da belli bir tavanının olması. Yani Türkiye'deki gibi lezzet ve fiyat konusunda kötü sürprizlerle karşılaşmak biraz zor. Sevilla için özellikle iki mekana özel yer ayırmam gerekiyor çünkü bunu hak ediyorlar.
La Brunaldi
Yemek yemek için gittiğiniz yerlerin turistik değil, yerel halkın uğrak mekanları olması konusunda benim gibi titizseniz burası tam olarak aradığınız yer. 20:30'da açılıp 23:30'da kapanıyor mekan, bu konuda çok netler... Rezervasyon yok bu sebeple ancak açıldığı saatte orada olursanız yer bulabilirsiniz. 20:40 sularında mekana vardığımızda boş kalan son iki masadan birine oturduk ve 15-20 dakika içerisinde kapıda boş masa bekleyen insanlardan bir kuyruk oluşmuştu bile.
Yerel bir işletme olmasına rağmen klasik lezzetlere kendi yorumunu katmasıyla modern bir havaya sahip mekanda gezimiz boyunca sayısız kez denediğim sungria'ların en iyisini içtim diyebilirim.
Önden gelen sungria'ların ardından bir ispanyol klasiği olan brava soslu patates ile tuna tataki, ördek ızgara ve risotto ile karnımızı doyuruyoruz.
La Bodega Tapas Bar
Yerel halkın takıldığı mekanların başında geliyor Bodega. Yerel lezzetleri uygun fiyata bar konseptinde sunan mekanın tarihi de oldukça eskiye dayanıyor. Öyle ki Sevilla gece yaşamının da sembol mekanlarından. Bodega'nın ambiyansı da eski usül bir Tapas Bar şeklinde. Oldukça otantik bir havası var.
Bar'dan eğer başarabilirseniz bir şeyler alıp ister içeride ister dışarda yer alan bar masalarında keyif yapıyorsunuz. Başarabilirseniz diyorum çünkü bar bölümü o kadar kalabalık ki Barmenle iletişim kurmak, bir de farklı dil olunca, oldukça zor. Çoğu insan bar'da oturup vakit geçirmeyi tercih ediyor. Dişlerinin büyük bölümü dökülmüş olmasına rağmen yüzünden gülümsemesi eksik olmayan barmen neyse ki sizi anlamak için elinden geleni yapıyor ve işinizi kolaylaştırıyor.
Sonrası zaten bir masa kapıp keyif yapmakta ki masa kapmak biz Türkler için işin en kolay kısmı.
İspanya deyince akla elbette "Tapas" ve "Sungria" geliyor. Büyük porsiyonlar halinde yemek yerine, Cem Yılmaz'ın "little little into the middle" konsepti tam olarak burayı ifade ediyor. Hemen hemen gireceğiniz tüm mekanlarda da bu geçerli. Genel olarak mekanlarda dikkat çeken turistik de olsa malzeme kalitesinin yüksek oluşu. Yani girdiğiniz en sıradan dilim pizza satan bir dükkanda bile yediklerinizin belli bir ortalaması olması. Bunun güzelleştiren şey de bir o kadar fiyatların da belli bir tavanının olması. Yani Türkiye'deki gibi lezzet ve fiyat konusunda kötü sürprizlerle karşılaşmak biraz zor. Sevilla için özellikle iki mekana özel yer ayırmam gerekiyor çünkü bunu hak ediyorlar.
La Brunaldi
Yemek yemek için gittiğiniz yerlerin turistik değil, yerel halkın uğrak mekanları olması konusunda benim gibi titizseniz burası tam olarak aradığınız yer. 20:30'da açılıp 23:30'da kapanıyor mekan, bu konuda çok netler... Rezervasyon yok bu sebeple ancak açıldığı saatte orada olursanız yer bulabilirsiniz. 20:40 sularında mekana vardığımızda boş kalan son iki masadan birine oturduk ve 15-20 dakika içerisinde kapıda boş masa bekleyen insanlardan bir kuyruk oluşmuştu bile.
Yerel bir işletme olmasına rağmen klasik lezzetlere kendi yorumunu katmasıyla modern bir havaya sahip mekanda gezimiz boyunca sayısız kez denediğim sungria'ların en iyisini içtim diyebilirim.
Önden gelen sungria'ların ardından bir ispanyol klasiği olan brava soslu patates ile tuna tataki, ördek ızgara ve risotto ile karnımızı doyuruyoruz.
La Bodega Tapas Bar
Yerel halkın takıldığı mekanların başında geliyor Bodega. Yerel lezzetleri uygun fiyata bar konseptinde sunan mekanın tarihi de oldukça eskiye dayanıyor. Öyle ki Sevilla gece yaşamının da sembol mekanlarından. Bodega'nın ambiyansı da eski usül bir Tapas Bar şeklinde. Oldukça otantik bir havası var.
Bar'dan eğer başarabilirseniz bir şeyler alıp ister içeride ister dışarda yer alan bar masalarında keyif yapıyorsunuz. Başarabilirseniz diyorum çünkü bar bölümü o kadar kalabalık ki Barmenle iletişim kurmak, bir de farklı dil olunca, oldukça zor. Çoğu insan bar'da oturup vakit geçirmeyi tercih ediyor. Dişlerinin büyük bölümü dökülmüş olmasına rağmen yüzünden gülümsemesi eksik olmayan barmen neyse ki sizi anlamak için elinden geleni yapıyor ve işinizi kolaylaştırıyor.
Sonrası zaten bir masa kapıp keyif yapmakta ki masa kapmak biz Türkler için işin en kolay kısmı.
Yorumlar
Yorum Gönder