Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ronda

Resim
Önceki yazımda bahsettiğim gibi büyük beklentiyle gelmemiştik buraya. Şehrin girişinde arabamızı otopark'a bırakıp merkeze doğru yürümeye başladık ki yaklaştıkça gözlerimiz büyüdü de büyüdü... Düşük beklenti yerini, güzellik karşısındaki şaşkınlığa bırakmıştı. Endülüs'ün saklı bahçesi Ronda. Gezimiz esnasında haritada tesadüfen bulduğumuz bu eşsiz kasaba, sizi bulunduğunuz zamandan alıp Ortaçağ'a hatta daha da öncesine götürüyor. Milattan önce 6. yy'lara kadar uzanan tarihi, milattan sonra 713-1485 yılları arasındaki Arap dokunuşu ve sonrasında bugüne kadar devam eden hristiyan hakimiyeti kasabayı adeta bir açık hava müzesi haline getirmiş. Boğa güreşlerinin doğduğu yer olarak bilinen kasabanın girişindeki Arena'nın yapımı 1785'te tamamlanmış. Önce askeri eğitim alanı olarak kurulan yapı, sonradan boğa güreşi arenasına evrilmiş. Ünlü ABD'li romancı Ernest Hemingway'in de ilham kaynağı peşinde yaptığı geziler arasında Ronda ayrı bir yere sahip. Bu...

Cordoba (Kurtuba)

Resim
Turunç kokulu, safran sarısı güzel şehir... Aklımda, ünlü şair Federico Garcia Lorca'nın yazdığı ve Zülfü Livaneli'nin bestelediği "Atlının Türküsü"nü mırıldanarak giriyorum Kurtuba'ya... "Kurtuba, uzakta tek başına... Ay kocaman at kara, torbamda zeytin kara. Bilirim de yolları, varamam Kurtuba'ya. Ovadan geçtim yel geçtim, ay kırmızı at kara. Ölüm gözler yolumu, Kurtuba surlarında. Yola baktım yol uzun, canım atım yaman atım. Etme eyleme ölüm, varmadan Kurtuba'ya..." Yıllarca severek dinlediğiniz bir türkünün öznesi bir şehre gelmek insanın içini ısıtıyor. Sanki ilk kez değil, yıllardır gidip geldiğiniz bir yermiş gibi sıcacık kucaklıyor insanı. Bu sadece adına yazılmış şiirlerden birisi Kurtuba'nın. Daha nice şiir ve romanın öznesi olmuş bu şehir. Sadece edebi eserlerin değil edebiyatçı, düşünür, filozof ve hekime de ev sahipliği yapmış bu efsane şehir... Sevilla'dan yaklaşık 150 km doğusunda, Guadalquivir (Vad'il Ke...

Cadiz - Bolonia - Tarifa - Cebeli Tarık

Resim
Sevilla'da konaklarken araçla günübirlik bir gezi planladık. Aynı gün içinde Cadiz, Bolonia Plajı, Tarifa bölgesi ve Cebeli Tarık'ı olabildiğince keşfetme fırsatımız oldu. Şahsen çok da vakit kaybetmediğimiz ve oyalanmadan geçen tatmin edici bir gün oldu. Gelin beraber gezelim... Cadiz Issız Adamlar Güzel bir Akdeniz şehri olmasının yanında birçok farklı açıdan önemli bir şehir Cadiz. Endülüs bölgesinde Flamenko'nun en önemli merkezlerinden birisi burası. Flamenko müziğinin efsanelerinden Paco de Lucia'nın doğup büyüdüğü şehir çok yoğun bir çingene toplumuna ev sahipliği yapıyor. Şehir bir taraftan İspanyol donanmasına ev sahipliği yaparken diğer taraftan da büyük bir liman şehri. Cadiz - Cebeli Tarık boğaz hattı bir anlamda İspanyanın güneyden Atlantik okyanusuna açılan kapısı. Cadiz katedrali, 1812 Anayasası anıtı gibi şehrin simgesi yapıların yanında benim için en dikkat çekici nokta göz alabildiğine uzanan plajıydı. Sadece uzun değil aynı zamanda olduk...

Sevilla'da ne yenir ne içilir?

Resim
Tapas ve Sungria Cumhuriyeti... İspanya deyince akla elbette "Tapas" ve "Sungria" geliyor. Büyük porsiyonlar halinde yemek yerine, Cem Yılmaz'ın "little little into the middle" konsepti tam olarak burayı ifade ediyor. Hemen hemen gireceğiniz tüm mekanlarda da bu geçerli. Genel olarak mekanlarda dikkat çeken turistik de olsa malzeme kalitesinin yüksek oluşu. Yani girdiğiniz en sıradan dilim pizza satan bir dükkanda bile yediklerinizin belli bir ortalaması olması. Bunun güzelleştiren şey de bir o kadar fiyatların da belli bir tavanının olması. Yani Türkiye'deki gibi lezzet ve fiyat konusunda kötü sürprizlerle karşılaşmak biraz zor. Sevilla için özellikle iki mekana özel yer ayırmam gerekiyor çünkü bunu hak ediyorlar. La Brunaldi Yemek yemek için gittiğiniz yerlerin turistik değil, yerel halkın uğrak mekanları olması konusunda benim gibi titizseniz burası tam olarak aradığınız yer. 20:30'da açılıp 23:30'da kapanıyor mekan, bu konuda...

Sevilla

Resim
Uzun zaman planlarını yapıp bir akşam otururken "bir şeyler yapmamız lazım" diye birbirimizi dürttüğümüz bir anda uçak biletlerini almaya karar verdik. Sonradan düşününce, aslında yeni bir seyahatin en önemli aşaması biletlerini almak. Geriye sadece detayları halledip beklemek kalıyor! İşte o gün gelip çatmış ve uçağımızda yerimizi almıştık. (Endülüs için Türkiye'den uçuşlarda küçük bir handikap direk uçuş sadece Malaga'ya var ve firma sayısının azlığı bilet fiyatlarının yüksek olmasına sebebiyet veriyor.) Malaga'ya iner inmez kiraladığımız aracı teslim alıyoruz. Malaga hava limanında araç kiralama opsiyonu oldukça fazla. Biz internetteki pozitif yorumlar üzerine Enterprise'ın İspanyada operasyonunu yürüten Atesa firmasından aracımızı kiraladık. Hizmet ve araç kalitesi oldukça iyiydi. Aracı alır almaz Malagayı keşfetme işini son güne bırakıp direk Sevilla'ya geçiyoruz. Sevilla, Endülüs özerk bölgesinin en büyük şehri. Geçmiş bugüne büyük bir ...

İspanya - Endülüs Bölgesi

Resim
Kimi hayaller gerçekleştiğinde hayal kırıklığı yaratır, kimiyse hayallerinizi utandırır... Endülüs işte böyle bir yer. Hayallerin ötesinde güzel... Sarayları, köprüleri, kiliseleri, meydanları ve insanları... Yürürken kayboldukça nefesinizi kesen sokakları.. En önemlisi de ruhu ve bu ruhu canlı tutan öyküleri... Tarihi bir romandan fırlar gibi desem abartmış olmam. Sokaklarında yürürken, yüksek duvarlarının arasında kendini kolayca belli etmeyen utangaç bir medeniyet.. Batı tarzı geometrik kentleşmenin tersine, her sokağının sonunda hiç beklenmeyen ve sizi yepyeni bir atmosferle karşılayan doğu tarzı kıvrımları ziyaretçilerine her an yeni sürprizler sunuyor. Avrupa'nın batısında yaratılan ve merkezinde estetik olan bir doğu-islam medeniyeti Endülüs İspanyası. Anlatarak bitirilemeyecek kadar zengin, yaşamaya doyulamayacak kadar güzel.. Ve tabi bu medeniyete karşı oluşturulan haçlı ordusunun zaferiyle sonuçlanan ve nice acı öyküyü içinde barındıran geçmişi. Tüm acı ve k...

Roma'da ne yedim ne içtim

Resim
3. Roma Seferi Her şehrin bir ruhu vardır bence ve Roma bu ruhu en çok hissettiren şehirlerden biri. Kış sezonunun ulaşım ve konaklama için sağladığı maddi uygunluk ise kendimi şımartmamın bahanesi oluyor söz konusu Roma olunca. Ne yürümekten yoruluyorum sokaklarında ne de oturmaktan sıkılıyorum meydanlarında. Prensip olarak gezdiğim bir yere tekrar gitmesem de bu dünyadaki bazı yerlerin birden fazla şansı hakettiğini düşünüyorum. Roma'da bunlardan biri. Kimisi kalabalık, kimisi yoğun, kimisi yorucu, kimisi ise sıkıcı bulur Romayı. Benim içinse her sokağı, her meydanı keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Her seferinde farklı bir kahvecide espressonuzu yudumlamak; Aynı marka şarabın her bir yıl ki rekoltesinde farklı lezzetleri keşfedebilmek; Bundan daha iyi bir pizza nasıl olabilir diye düşünürken bir anda daha iyisini bulabilmek, iyisini bulmakla kalmayıp "Bu zamana kadar pizza yememişim ben!" diyebilmek; "Tatlı" kavramınızı bir anda alt üst edebilecek...