Napoli ve Capri Adası

15 Mayıs 2012

   Roma tren garından erken saatlerde hareket ediyoruz Napoli'ye. Yaklaşık 1 saatlik bir tren yolcuğundan sonra vardığımız Napoli bizi şaşırtmıyor.. "Güneye geldik!" diyoruz. Napoli tren garından çıkmakla, İstanbul Sirkeci tren garından çıkmak arasındaki 5 farkı söyleyin deseniz söyleyemem. İnsanlar kuzeyden çok farklı.. Tıpkı bizim insanımız gibi.. Binbir çeşit..


   Motorsikletli hırsızlarıyla ünlenmiş şehrin sokakları arasından yürürken eminönü ile tarlabaşı karışımı bir görüntü karşılıyor insanı. Eski bir şehir. Eskiliğine rağmen İtalyaya özgü o pastel renkler burda da hakim binaların dış cephelerinde. Ama güneye indikçe azalan gelir eşitsizliği Napoli'de çok iyi gözlemlenebiliyor. Dışardan virane havasındaki yapıların içleri de çoğunlukla bir o kadar eski.

     Maradonalı yıllar ise hala zihinlerinde Napolilerin. Hediyelik eşya mağazalarında ticarileşmesi haricinde birçok dükkan ve restaurant duvarında Maradonalı günlere dair anılara rastlamak mümkün.

    Öğlen Capri adasına geçen vapura kendimizi atmadan önce zil çalan karınlarımıza bir ziyafet çekmek için tabi ki President'in yolunu tutuyoruz.


Il Pizzaiolo del Presidente

    Roma'daki pizza deneyimimden sonra burdaki deneyim için sabırsızlanıyorum. 1994 yılında kurucusunun adını taşıyan Caciallis Pizzacısına bir Amerikalı girer. Yoğun bir kalabalık içinde birkaç dilim Napolitan Pizza yani "Margharita" yer ve bayılır.  Ve o günden itibaren Caciallis'ın, Napoli'nin en iyi pizzacısının, adı Presidente olarak anılmaya başlanır çünkü içeri giren Amerikalı A.B.D başkanı Bill Clinton'dır.

     Pizzalarının sırrı hamurları ve taze malzemelerinde. Bizim ramazan pidesinin tıpatıp aynısı bir pidenin üzerine çok taze ve lezzetli domateslerden yapılmış bir domates sosu. Üstüne parça parça dağıtılan muhteşem bir mozarella peyniri ve isteğe göre üstüne yumurta. Finali fesleğen yaprakları, biraz zeytinyağı ve tekrar mozarella parçalarıyla yapıyorlar. 300 derecedeki odun fırınında 60 saniyelik bir bekleme süresinden sonra enfes margharita'nız hazır. Siparişi vermenizle pizzanın önünüze gelişi 5 dakikadan kısa bir süre alıyor.
     Burda her şey yüzyıllardır çok basit ve kaliteyle ilerliyor. Kar marjı için esnaf uyanıklığı , kalitesiz malzeme kullanımı akıllarının ucundan bile geçmiyor Napolili pizzacılarının.
Çok basit bir formülleri var ve ne mutlu ki bunu hiç değiştirmeye niyetleri yok gibi. Kalite!

     Mekanın tam adresi, via dei tribunali, 94, 80138, Napoli. Napoli merkezde hem tren garından hem de capri'ye kalkan feribota yürüme mesafesinde. Hatta burdan limanı sorduğumuz bir ihtiyar bize aynı bir türk gibi el kol hareketleriyle tarif ediyor limanı. Çok açık bir şekilde bu sokaktan dosdoğru aşağı in denize gelince sağa doğru limanı takip et orda Capri'ye giden deniz otobüsünü bulacaksın diyor elleriyle. Kelimesi kelimesine anlıyorum.
   
     Capri adasına geçmeden önce görmemiz gereken bir durak daha var. Napoli'deki San Gennaro Katedrali.



San Gennaro Katedrali

    4.yy'da yapımı tamamlanan ve yüzyıllar içinde farklı eklemeler ve yenilemeler yapılan kiliseye bugüne kadarki gelen son şekli 14.yy'da verilmiş. Bu katedralin, inananlar için diğerlerinden farklı bir özelliği var.
    İnanışa göre orta çağ karanlığında Aziz Gennaro MS. 305 yılında başı kesilerek öldürülür. Bir kadının Aziz'in kan ve kemiklerini topladığı iki şişe o günden bugüne kilisede muhafaza ediliyor. İddiaya göre Aziz Gennaro'nun yortu gününde, yani Aziz'in erdemlerini anmak için kilisece belirlenen günde, kan dolu şişeler inananlara gösteriliyor ve mucizevi bir şekilde pıhtı kan sıvılaşıyor. Bu yılda 3 kere oluyor iddiaya göre. Gelip görmek isteyenler için 19 eylül, 16 Aralık ve her Mayıs ayının ilk cumartesi günü. Bilimin bu kadar geliştiği günlerde bu tür bir olaya inanan insanların fazlalığına mı yansak yoksa bu insanların "medeniyet" in beşiği olan Avrupa'nın merkezinde olmalarına mı yansak bilemedim. Bunun dışında kilise sert katolik objeleri içinde barındıran karanlık ve etkileyici bir kilise gelmişken görülmesi gerektiği kanaatindeyim.
     Şimdi hedef bizi Capri Adasına götürecek olan Feribot. Koşar adımlarla feribot'a ilerliyoruz.



Capri Adası

   Cennete açılan kapı Capri'ye Napoli limanından kalkan feribotlarla ulaşılabiliniyor. Kılpayı yakaladığımız feribot bizi ortalama 45 dakikada capri adasına götürecek. Bugün dalgalar biraz sert ve bu pizza dolu midelerimizi biraz zorluyor ama hasarsız ulaşıyoruz Capri'ye.
     İkinci gelişim bu Capri'ye. İlk gelişimden kalan hayal meyal anılar canlanıyor hafızamda. Küçüktüm o zamanlar ama birçok yeri tekrar hatırlıyorum kısa sürede.
     Capri Tiren denizinin incilerinden biri olarak yüzyıllardır İtalyan sosyetesinin yazlık tatilleri için kullanılmış bir ada. Bugünse aynı amaca hizmet vermekle birlikte artan yapılaşma ile çeşitli ülkelerden turistlere de ev sahipliği yapıyor.
     Limanın sol tarafına doğru uzanan hediyelik eşya mağazalarından ilerleyince sağda sizi ana capriye bağlayacak olan Funikülere ulaşmak mümkün. Kısa ve muhteşem bir yolculuk sonunda tepeye varıyorsunuz.
Muhteşem diyorum çünkü altınızda limon bahçeleri uzanırken, önünüzde muhteşem capri manzarası'na karşınızdaki Vezüv yanardağının ihtişamı eşlik ediyor. Manzara gerçekten güzel. Adanın birçok İtalyan yöresinde olduğu gibi Limonları ve Limoncelloları meşhur. Tabi çiçekler arasından kıvrılan sokakları ve turkuaz denizi ise cabası...

     Capri'nin bir diğer özelliği de uzun süredir italyan elitlerinin tatil yeri olması itibariyle butik bir alışveriş merkezine dönüşmüş olması. En ünlü italyan tasarımcılarının ürünlerini çeşitli butik ve ayakkabıcılar içinde bulmak mümkün. Funikülerden indikten sonra varılan ana meydanda bir limoncello molası verilip mağazarla çevreli ana caddeden yürümek gerek. Mağaza ürünleri ilginizi çekmese de mağazalarla sokakların ahengi ve dekorasyonu ilginizi çekecektir.

     Capri'de konaklama imkanları çok geniş. Hem liman bölgesinde hem de anacapri'de sayısız seçenek var. Özellikle B&B otellerde konaklamak bu adanın standartlarına göre uygun bile denebilir.
Türkiyede bazı yörelerdeki fahiş fiyatlar göz önüne alınınca burada konaklama ücretleri gayet normal. Bunu söyleme sebebim 2 kişi için geceliği 60-70 eurodan başlayan deniz manzaralı odalar bulmak mümkün.

     Capri'ye günü birlik gezi planı yaptığımız için kalmak istesek de Roma'ya dönüş biletimizin yanmasını göze alamıyoruz ve küçük bir tur yapıp dönüşe geçmeye karar veriyoruz. Kısa bir tur planlayanlar için en iyi seçenek "Faraglione" isimli ikiz kayalıkları görmeye gitmek. Kalma şansı olanlar içinse ada çevresini turlayan ve çevre mağaralara uğrayan günlük tekne turu yapmalarını tavsiye ederim.


          Bu denizin ortasından yükselen iki kireçtaşı kaya Capri'nin en önemli simgelerinden. İnternette yapılacak hemen hemen her Capri aramasında bu kayalıklar çıkacak karşınıza. Gördüğünüzde bunun sebebini anlayacaksınız. Gerçekten görmeye değer...
     Enteresan olan şey bu manzaranın bir bedelinin olması... Uyanık italyanlar bu manzaraya ulaşabileceğini alanı çevreleyip geçisi ücretli yapmışlar. Manzara için bilet kesiyorlar anlayacağınız. Neyseki çok cuzzi bir ücret ki sinirlerimiz pek zedelenmeden geçip gidiyoruz.
   
     Günün sonunda geldiğimiz feribotla dönüp aynı yolla Napoli Tren Garından Roma'ya dönüyoruz. Aklımızda ise muhteşem Capri manzaları...






Yorumlar